Deprem Nedir?
Dünyamız her gün pek çok doğal afetle çalkalanıyor. En sık duyduğumuz haberler arasında kasırgalar, toprak kaymaları, seller,çığlar, tsunamiler ve şüphesiz ki depremler. Depremler, herkesin korkulu rüyası haline gelen, ve aslında korkulan tsunami olaylarının da nedeni de olan, belki de en önemli afet. İlk sayfamızda depremin temel özelliklerine ve bilinmesi yararlı olacak bazı bilgilere yer verdik. Böylece ilerideki sayfaları daha kolay anlayabileceksiniz.
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeni ile ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsmalarına zelzele, modern hitabıyla deprem denir. Depremler, yerkabuğunda bulunan ve "fay" olarak adlandırılan kırıklarda oluşur. Fay hatlarının üzerinde biriken enerjinin aniden boşalması ile oluşan yer değiştirme hareketleri depremin oluşturan temel faktördür.
Depremlerin sıklıkla meydana geldiği bölgeler göz önüne alındığında iki tane ana deprem kuşağından bahsedilebilir. Bunların ilki, depremlerin çoğunun meydana geldiği (yaklaşık %80 kadarı) Pasifik Deprem Kuşağı'dır. Diğeri ise depremlerin daha az sıklıkla meydana geldiği (yaklaşık %20 kadarı) Akdeniz-Himalaya Kuşağıdır.
Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeni ile ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsmalarına zelzele, modern hitabıyla deprem denir. Depremler, yerkabuğunda bulunan ve "fay" olarak adlandırılan kırıklarda oluşur. Fay hatlarının üzerinde biriken enerjinin aniden boşalması ile oluşan yer değiştirme hareketleri depremin oluşturan temel faktördür.
Depremlerin sıklıkla meydana geldiği bölgeler göz önüne alındığında iki tane ana deprem kuşağından bahsedilebilir. Bunların ilki, depremlerin çoğunun meydana geldiği (yaklaşık %80 kadarı) Pasifik Deprem Kuşağı'dır. Diğeri ise depremlerin daha az sıklıkla meydana geldiği (yaklaşık %20 kadarı) Akdeniz-Himalaya Kuşağıdır.
Yukarıdaki deprem haritasında da gördüğünüz gibi, depremlerin görüldüğü yerler görülme sıklığına göre en sık yerden en nadir yere kahverengi, kırmızı, mor, pembe, açık pembe, koyu sarı, sarı, yeşil, açık yeşil ve beyazla boyanmıştır. Görüldüğü gibi Pasifik Okyanusu'na kıyısı olan bölgeler ciddi deprem riski altında. Ülkemizde de deprem riski olduğunu söyleyebiliriz. Hatta Kocaeli, Erzincan, Van gibi illerimizde yaşanan ciddi depremler de bizi korkutuyor. Fakat tüm dünyayla kıyaslandığımızda ülkemizden daha fazla risk taşıyan ülkeler de oldukça fazla.
Şimdi de İngiltere'de bulunan ünlü King's College'da Coğrafya bölümünde çalışan Prof.Bruce Malamud ile yaptığımız röportajdan bahsedelim. İstanbulda beklenen deprem için araştırma yapmaya gelen Profesör Malamud, gençlere bilgi kaynağı olmak adına bizimle röportaj yapmayı kabul etti. Profesör ile yağtığımız röportajın asıl konusu, deprem çesitlerinin incelemenmesi. İşte o röportaj, Dünyalı Dergisi'nde sizlerle !
-Merhaba Profesör. Bu akşam bizimle çalışmayı kabul ettiğiniz için minnettarız.
-Ben teşekkür ederim. Umarım genç beyinlere yarar sağlayabilirim.
-Kesinlikle öyle olacaktır Profesör. İlk sorumuzla başlayalım. Depremleri anlatırken sürekli "levha" kelimesini kullanıyoruz. Peki nedir bu levhalar.
-Dünyamız adeta yuvarlak, kocaman bir yapboz. Devasa ve çok fazla sayıda parçadan oluşuyor. Bu irili ufaklı yer kabuğu parçalarının her birine levha diyoruz. Litosfer parçaları olarak da anılabilirler. Litosfer ise aslında taş küre, yani yerkabuğudur. Her parçanın kalınlığı birbirinden farklıdır ve 5-100 km arasında kalınlıkları vardır.
-Peki bu levhaların dünyamız açısından önemi ne. Bu levhaların depremlerle alakası nasıl?
-Bahsettiğimiz bu levhalar, sürekli hareket halindedir. Depremi oluşturan temel hareketler de levhaların birbirlerine doğru hareketleridir. Levhaların birbirine yaklaşması sonucu oluşan sınırlara yıkıcı, levhaların birbirinden uzaklaşması sonucu oluşan sınırlara da yapıcı sınırlar denir. En şiddetli depremler ise, bu levhalardan birinin diğerinin altına girmesiyle oluşur. Levha hareketlerinden kaynaklanan depremlere "Tektonik Depremler" denir. Dünya üzerinde meydana gelen depremlerin %90 civarı tektonik depremlerdir. Bunun dışında volkanik depremler ve çöküntü depremleri de bazı depremlerin sebepleridir. Volkanik depremler aktif volkanların püskürmesi sonucu, çöküntü depremleri ise yer altında bulunan boşlukların çökmesiyle oluşurlar.
-Ben teşekkür ederim. Umarım genç beyinlere yarar sağlayabilirim.
-Kesinlikle öyle olacaktır Profesör. İlk sorumuzla başlayalım. Depremleri anlatırken sürekli "levha" kelimesini kullanıyoruz. Peki nedir bu levhalar.
-Dünyamız adeta yuvarlak, kocaman bir yapboz. Devasa ve çok fazla sayıda parçadan oluşuyor. Bu irili ufaklı yer kabuğu parçalarının her birine levha diyoruz. Litosfer parçaları olarak da anılabilirler. Litosfer ise aslında taş küre, yani yerkabuğudur. Her parçanın kalınlığı birbirinden farklıdır ve 5-100 km arasında kalınlıkları vardır.
-Peki bu levhaların dünyamız açısından önemi ne. Bu levhaların depremlerle alakası nasıl?
-Bahsettiğimiz bu levhalar, sürekli hareket halindedir. Depremi oluşturan temel hareketler de levhaların birbirlerine doğru hareketleridir. Levhaların birbirine yaklaşması sonucu oluşan sınırlara yıkıcı, levhaların birbirinden uzaklaşması sonucu oluşan sınırlara da yapıcı sınırlar denir. En şiddetli depremler ise, bu levhalardan birinin diğerinin altına girmesiyle oluşur. Levha hareketlerinden kaynaklanan depremlere "Tektonik Depremler" denir. Dünya üzerinde meydana gelen depremlerin %90 civarı tektonik depremlerdir. Bunun dışında volkanik depremler ve çöküntü depremleri de bazı depremlerin sebepleridir. Volkanik depremler aktif volkanların püskürmesi sonucu, çöküntü depremleri ise yer altında bulunan boşlukların çökmesiyle oluşurlar.
Yukarıda görüldüğü gibi ülkemiz Arap ve Avrasya levhaları arasındadır. Türkiye'de yaşanan sık depremlerin nedeni de budur. Sürekli etkileşim halinde olan bu iki büyük levha, üzerinde bulunan yerleşim yerlerindeki depremlerden sorumludur. Türkiye'de olduğu Japonya, Endonezya, Haiti ve Şili gibi ülkeler de levha kesişimlerinde bulundukları bu ülkelerde sıklıkla depremler yaşanır.