Depremler ve Yeryüzüne etkıleri
Umarım depremlerle ilgili temel bilgileri yeterince aktarabilmişizdir. Çünkü bu bilgiler, depremlerin dünya coğrafyasına etkilerini anlamanız için çok önemli. Tahmin edebileceğiniz gibi, meydana gelen devasa depremler, yeryüzünü fazlasıyla etkiliyor. Türk Coğrafya Kurumu'nda çalışan Mesut Süzer, bizimle depremlerin yer şekillerine etkisi hakkında küçük bir konuşma yapmaktan mutluluk duyacağını söyleyince, biz de küçük bir gezi için Ankara Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nin yolunu tuttuk. Oraya vardığımızda Mesut Bey bize anlatacaklarını çoktan derlemiş ve hazırlamıştı. Coğrafya aşkıyla hemen konuşmaya başladık.
Mesut Bey, depremlerin yarattığı yeryüzü şekillerine bazı örnekleri bize sunduğunda çok şaşırdık. Çünkü listenin başını Everest Dağı çekiyordu. Mesut Bey Everest Dağının oluşumunu şöyle anlattı, "Yaklaşık 25 milyon yıl önce, çok büyük iki kara parçası olan Hindistan Yarımadası ve Tibet yaylası birbirine yaklaştı. Bu iki levhanın birbirine doğru yaklaşması devasa büyüklükte bir depreme yol açtı. Daha sonraki devrelerde Katmandu ve Khumbu napları, yani kırık yamaç kıvrımları sıkıştı, ve depremlerin oluşma nedeni olan levhalardan biri diğerinin altına girdi. Bu şekilde ilkel Himalayalar oluştu. Aynı napların kıvrılmaya devam etmeleri, yaklaşık 2.5 milyon yıl önce Everest Dağı'nı meydana getirdi." Bu bilgiler karşısında şaşırmıştık. Çünkü bu devasa dağı ortaya çıkaracak devasa depremler dizisini hayal dahi etmek zordu.
Mesut Bey, depremlerin yarattığı yeryüzü şekillerine bazı örnekleri bize sunduğunda çok şaşırdık. Çünkü listenin başını Everest Dağı çekiyordu. Mesut Bey Everest Dağının oluşumunu şöyle anlattı, "Yaklaşık 25 milyon yıl önce, çok büyük iki kara parçası olan Hindistan Yarımadası ve Tibet yaylası birbirine yaklaştı. Bu iki levhanın birbirine doğru yaklaşması devasa büyüklükte bir depreme yol açtı. Daha sonraki devrelerde Katmandu ve Khumbu napları, yani kırık yamaç kıvrımları sıkıştı, ve depremlerin oluşma nedeni olan levhalardan biri diğerinin altına girdi. Bu şekilde ilkel Himalayalar oluştu. Aynı napların kıvrılmaya devam etmeleri, yaklaşık 2.5 milyon yıl önce Everest Dağı'nı meydana getirdi." Bu bilgiler karşısında şaşırmıştık. Çünkü bu devasa dağı ortaya çıkaracak devasa depremler dizisini hayal dahi etmek zordu.
Yukarıdaki resim,Pakistan'da 7.7 şiddetinde bir depremden sonra balçıktan oluşan bir ada. Deprem o kadar şiddetliydi ki, küçük bir adanın oluşmasına sebep oldu. Hem de denizin ortasında ! Ada tam 21 metre yüksekliğinde, 91 metre genişliğinde ve 37 metre uzunluğunda. Bu sebeplerle oluşan ve genellikle ana maddesi çamur olan adalara çamur volkanları (İngilizcesiyle mud volcanoes) deniyor. Amerikalı ünlü araştırmacı ve jeofizik uzmanı Bill Barnhart, bu adanın uzun süre devamlılığını sürdüremeyeceğini söylüyor. Barnhart, "Bu ada sadece 2-3 ay kadar burada kalabilecek. Aslında burası sadece denizin ortasında depremden dolayı yukarı itilmiş büyük bir çamur parçası.
Ünlü National Geographic dergisi de bu adanın Pakistana özel bir olay olmadığını söylüyor. 2010 depreminden sonra ABD'nin Kaliforniya eyaletinde benzer bir olaya rastlanmıştı. Fakat sonuç yeni bir ada değil, su altından çıkan kabarcıklardı. Bu nedenle Pakistan'ın "çamur adası" önemli bir oluşum.
Yukarıda verdiğimiz örnekler sadece birkaç önemli olaya dair haberlerdi. Fakat oluşumlar bununla sınırlı değil. Depremlerin ardından oluşan "yepyeni" coğrafi oluşumlar sadece sınırlı sayıda mevcut. Fakat depremler şehirsel oluşumlar ve doğa üzerinde fazlasıyla etkili. Depremlerden sonra oluşan sonuçlara yeryüzünde açılan çatlaklar ve yıkılan binalar, depremden sonra gelen heyelan ve çığlar, zemin sıvılaşmaları, yangınlar ve en önemlisi tsunami. Ölüm ve yıkım oranlarına bakılacak olursa, depremin asıl yıkıcılığının kendisiyle değil, sonrasında oluşturduğu vahim durumlarla kendisini gösterdiğini söyleyebiliriz. Ülkemizde tam 17.127 kişinin ölümüne sebep olan Gölcük depreminde, temel olarak depremden kaynaklanan ölüm sayısı sadece 1. Depremden dolayı açılan yarıktan aşağı düşen gece bekçisi haricinde ölen hemen hemen herkes, dayanıksız binalardan ve yıkıntılardan dolayı hayatını kaybetmişti. Aynı örneği Japonya'da ve Endonezya'da gerçekleşen devasa depremler için de verebiliriz. Depremden dolayı ölen insan sayısı oldukça azken, tsunamiden dolayı ölen insan sayısı onbinlere hatta yüzbinlere ulaşmıştı.
Yandaki tabloda, depremden sonra meydana gelen tsunami olaylarının sonuç olduğu ölümleri görmektesiniz. Bu tablo, bize depremlerin asıl vuruculuğunun depremden sonra gerçekleştiğini anlatıyor. Bu tsunamiler insan hayatını, dünya ekonomisini ve doğal & beşeri çevreyi fazlasıyla etkiledi.
1960 yılında Şili'de gerçekleşen ve ölçülebilen en büyük deprem olan Büyük Şili Depremi, doğal oluşmları da şiddetli bir şekilde etkiledi. Depremden dolayı patlayan Cordon Caulle yanardağı tam iki ay boyunca püskürdü. Külleri ülke geneline yayıldı.